24 Kasım 2009 Salı

insan yazmayı özler mi?

sanırım 98 yılında günlük yazmaya başladım.. o zamanlar tabi "bu sabah erken kalktım, yazılıdan şunu aldım şeklinde tam bi günlüktü. birkaç sene sonra format değişti.. yazarken eğlenmeye başladım. günlük hayatımdaki gariplikleri, komik rüyalarımı, ulaşılmaz hayallerimi yazdım. arada komik ve kafiyeli şiirler bi de.. edirne'de kaldığım 4 sene boyunca sık sık yazdım. gerilere dönüp eskileri okudum. eğlendim, güldüm, garipsedim, en çok da sevdim.. 5 sene önceki ben nasıl biriydim diye merak edince eski günlükleri okudum, hatırladım.. bütün günlüklerimin bir adı vardı.. lise yıllarında "hayal rüyası" diye bi defterim vardı. ulaşılamaz hayalleri gerçekmiş gibi, o an yaşıyormuş gibi yazardım. daha doğrusu yazardık. bir sürü insanın hayallerini öğrenmiştim çaktırmadan.
sonra ne oldu? yazmayı bıraktım.. bir sürü ajanda, defter, notlar kıyı köşe biyerlere saklandı.. o aralar yazsam, yılların alışkanlığı değişecekti ve ben günlüğümü bir dertleşme aracı olarak görecektim. yazdıklarımı okudukça eğlenmek yerine kederlenecektim. ne demişler "söz uçar, yazı kalır"..
işte o zamanlardan beri o kadar az yazdım ki! işte bu sebeple özledim, ben yazı yazmayı özledim..